> * Domatesli Biberli Yumurta Buyukce bir tavaya yag domates ve biber koyup
> bir sigara yakiyoruz. Sigaranin kulu yere dusmek uzereyse yumurtalari
> eklemenin zamani gelmis demektir. Yumurtalari kirip sigaramizi bitiriyoruz.
> Pismistir herhalde. Ocagin altini kapatiyoruz.
>
> * Biberli Domatesli Yumurta: Her gun domatesli biberli yumurta yemekten
> **** yapabilecegimiz bu enfes yemek tipki biberli yumurtali
> domates gibi pisiriliyor.
>
> * Makarna: Bir tencere dolusu sicak suya makarna posetini bosaltip mac
> izlemeye basliyoruz. Ilk yarinin ortalarina dogru kalkip altini kapatiyoruz.
> Tencerenin icinden sectigimiz makarnayi fayansa firlatiyoruz.Yapisirsa
> pismis demektir. Devre arasinda hala icinde su kaldiysa tencerenin kapagini
> kapatip lavabodaki en kirli tabagin uzerine dogru dokuyoruz (o zaman hem
> tabak temizleniyor hem de makarnalar catalla yenebiliyor)... Uzerine ketcap
> sIkIp yiyiyoruz. Not: Fayansa firlattiginiz makarnayi bi ara oradan alin.
> Sayica fazlalastiklarinda bazen hangisini firlattiginiz karisiyo.
>
> * Tuzlu Makarna: Yapilisi ayni makarnaya benziyor. Tek farki bu kez
> makarnalari suya atmadan once tuz koymayi akil ediyoruz .. Oyle daha guzel
> oluyor.
>
> * Pilav Pilav aslinda basit bir yemek degil. Aranan kriterler var. Tuzlu
> yumusak ve tane tane olmasi gerekiyor. Sonuncusu kolay. Pirincleri tektek
> pisirdiginizde tane tane oluyorlar ama uzun suruyor. Maharet hepsini bir
> arada pisirebilmekte; ama cok da sorun etmeyin. Nasil olsa icine yogurt
> koyup bulamac haline getirdigimizde hepsi birbirine yapisiyor. Kisaca yag
> koyup uzerine pirinc ekliyorsunuz. Sonra da su ve tuz koyup pisiriyorsunuz..
> Hem bunu suzmeye de gerek yok.
>
> * Patates Kizartmasi En kolay islerden biri. Patatesleri soyup parmak gibi
> kesiyorsunuz ve kizgin yaga atiyorsunuz.Tek yapmaniz gereken altini
> zamaninda kapatmaniz. Yoksa tencere alev alabiliyor. Bu yuzden sadece tv'de
> pembe dizi izlerken yapin. Bir de diger yemeklerin aksine bunu tencereden
> yiyemiyoruz. Mutlaka tabaga koymak gerekiyor. Onun disinda cok kolay. ORTA
> ZORLUKTAKI YEMEKLER
>
> * Hazir Pizza Pizzamizi firinimiza atip pismesini bekliyoruz daha sonra
> firindan cikarip yanik yerlerini bicakla kaziyoruz. Dikkat edilmesi gereken
> tek sey kazirken uzerindeki malzemeleri mutfak tezgahina yapistirmamak.
>
> * Hazir Kofte Bu da nispeten zor bir yemek. Bir miktar sivi yagi teflon
> tavaya koyup kofteleri icine diziyoruz.Kofteler tavayla ayni renk olmadan
> altini kapatmak gerekiyor. O yuzden basinda beklemek lazim. ZOR YEMEKLER
>
> * Konserve Turlu Bir miktar yag ve salcayi tencereye koyup konservenin
> icindekileri dokup uzerine su koyuyoruz. Pismesi cok uzun suruyor. O sebeple
> basinda beklemiyoruz. Gidip tv izliyoruz. Her seferinde yandiklari icin
> henuz tadina bakamadim ama konservenin uzerindeki resme bakilirsa guzel bi
> seye benziyor.
>
> * Tavuk Yapilisi makarna gibi. Sicak suyun icine atiyoruz arada pisip
> pismedigine bakmak icin hayvanin kaba etine catal sapliyoruz. Bu yemek
> pistikten bir iki gun sonra uzeri jelibon gibi oluyor. Bu yuzden pisirirken
> istege bagli olarak bolca toz seker eklenebilir. ULTRA ZOR YEMEKLER
>
> * Kiymali Bamya Konserve turluye benziyor ama icine daha onceden kavrulmus
> kiyma konulmali. Kiyma kavurmak cok zor ve zahmetli bir is. Bu yuzden
> makarna pisirmeyi oneriyorum. PUF NOKTALAR
>
> * Yemekleri daima tencerenin icinden yiyin. Boylelikle tabak kirletmemis
> olursunuz.
>
> * Asla sade pilav yapmayin. Domatesli pilav yaptiginizda bir seye benzemese
> bile renginden anlasilmaz.
>
> * Mutlaka soganli bir yemek yapacaksaniz asla sogana dokunmayin. Ozellikle
> rendelediginizde elleriniz cok kotu kokuyor. Bunun yerine sogana ekmek
> tahtasiyla bes alti kez vurmayi deneyin, ayni isi gorur.
>
> * Patates kizartacaksaniz soydugunuz patatesleri asla yikamayin. Kizgin yaga
> attiginizda cok kotu patliyorlar.
>
> * Yemekler asla kendi baslarina hareket etmezler. Sayet gecen ay yaptiginiz
> tavuk kendi kendine kimildamaya basladiysa kurtlanmis demektir.Sakin
> yemeyin.
>
> * Sebzeleri pisirdikce vitamin degerleri duser. Mumkun oldugunca cig
> tuketin.
>
> * Karpuz tabaga koyulmasi fuzuli bir meyvedir. Ikiye ayirip ortasindan
> kasikla yiyebilirsiniz.
>
> * Tencere kapagi en mukemmel tabaktir.
>
> * Buzdolabinin sebzelik olarak adlandirilan kismi yemeyi dusunmediginiz
> seylerin saklanmasi icin idealdir. Bu bolume konan seyler nasil olsa bir
> sure sonra unutulur.
>
> * Sebzeligin kapagini **** kapatirsaniz curuyen seylerin kokusu dolaba daha
> az yayilir.
>
> * Spagetti pakedini acmak icin pakedi ortasindan sikica kavrayin ve altini
> tum gucunuzle fayansa vurun. Pakedin ust tarafi irtilacaktir. Belki bu islem
> sirasinda makarna unufak olabilir ama risk almaya deger. Ozellikle
> misafirlerin yaninda yaparsaniz tavsiye ediyorum. Oyle daha guzel, bu size
> cok maco bir hava verir.
>
> * Sagda solda kulagima caliniyordu. Mutfak robotu denen bisey varmis. Birden
> icimi bir heyecan kapladi. Ulan madem bu isin robotu var ben niye
> kosturuyorum yillardir diye sinirlendim. Hemen gidip aldim bi tane. Eve
> gelip kutusundan cikardigimda itiraf etmeliyim ki hayal kirikligina ugradim
> biraz. Ben acikcasi ufo gibi bisey bekliyodum, bu bildigimiz tencerenin
> plastigi. Icindede vantilator gibi bisey var. Bununla birlikte bi ton
> plastik zimbirti daha cikti icinden ama bi ise yarayacaklarini sanmiyorum.
> Neyse fisini taktim denemek icin bi tane sogan attim icine. Bakalim ne
> yapacak diye bekledim. Kabuklarini bile soyamadi essogluesek. Paramparca
> etti birakti. Sinirlendim attim bi kenara yazdan beri duruyo orda. Bir ara
> yikayip o vantilator gibi olan seyi bilgisayarima takmayi dusunuyorum. Belki
> fan olarak is gorur. Onun disinda tamamen para tuzagi.
3 Haziran 2007 Pazar
12 Mayıs 2007 Cumartesi
Çocuklar var annesine hiç doyamadan ayrılmak zorunda kalan. Çocuğunu kaybeden anneler… Annesini tanıyamayıp, acı çekenler… Annesini özleyenler ama bir telefon veya iki adımda ulaşamayanlar.. Her “anne” lafı duyduğunda bağrı yananlar…”anneler günü ” ok gibi kalbine saplananlar.İşte onlardan çok var… Biri benim annem biri de diğeri kuzenim. İkisi de annesiz.Özellikle iki kuruşluk mal satmak için reklam çekip , duygu sömürüsünün en ağırını yapanları en çok fark edenler.. Hiçbir ürünle yeri doldurulamayacak acısı deşilenler… Yıllardır piyasada olup da, durduk yere “anne faktörü” promosyonuyla hatırlatılan bisküvilerin , durup dururken anne tiplemesiyle daha bir tatlı olan çikolataların, anneli ütülerin, anne eli gibi pişiren tencerelerin reklamı çıkar çıkmaz kumandanın üzerine atıveriyorlar yıl boyu…Sonra bahar geliyor… Mayısın birinden ikinci pazarına kadar durmadan “anneler günü” eziyetini dinlemek zorunda kalıyorlar. Çok hain bir kutlama bu duyguları istismar eden, kazanç uğruna insanları üzen bir gün…Benim anneme bugün lazım değil ben kutluyorum ama onun içi buruk olduktan sonra… Keşke kimse annesini o güne muhtaç bırakmasa da, böyle saçma, empoze edilmiş kutlamalar bahar olup uçsa.
11 Mayıs 2007 Cuma
Adım adım Armegedon
İsrail her ne kadar Filistin’e girmiş gibi gözükse de
Aslında
Türkiye’yi vuruyor.
Filistin’deki amansız direnişin arkasında Ankara’nın olduğunu
Kimse bilmese de
En azından İsrail bildiği için, Filistin’i vuruyor.
İki ay önce yakalanan 10 HAMAS militanı silahlı eğitimlerini Türkiye’de aldıklarını açıklamışlardı.
Daha ötesi;
Kuzey Irak’ı Arzı Mevud yapmak istemesinin önündeki en büyük engelin Türkiye olduğunu da biliyor İsrail.
Türkiye’nin PKK’nın arkasındaki gücün İsrail olduğunu bildiği gibi.
Başbakan Erdoğan Filistin heyetiyle karşılaşmamak için hayatının en uzun mobilya bakma operasyonunu gerçekleştirmiş olsa da,
HAMAS heyetini kabul eden ilk ülke Türkiye olmuştu.
Bu bir kaç günlük ziyaretin bir “kabul” olduğunu İsrail bilmez miydi?
…
İsrail her ne kadar Lübnan’a girmiş gibi gözükse de
Aslında
Türkiye’yi vuruyor.
Lübnan’ın dış ticaretini tamamen Türkiye’den yaptığını
Kimse bilmese de
En azından İsrail bildiği için Lübnan’ı vuruyor.
Eski devlet başkanı bir iki milyon dolara haraç mezat gidecek Telekom’a tam 7 milyon dolar vermemiş miydi?
Bir ara ADSL ucuzladı.
İsrail bunu Hariri’nin yanına koyar mıydı?
Koymadı da.
…
İsrail Suriye’ye vurmak istiyor.
Aslında
Türkiye’ye vurmak istiyor.
Suriye’nin attığı her adımı Türkiye’ye danıştığını
Kimse bilmese de
En azından İsrail bildiği için Suriye’ye vurmak istiyor.
El Muhaberatı TSK’dan kurtarıp yeniden MOSSAD’a angaje etmek için
Suriye’ye vurmak istiyor.
…
İsrail İran’a vurmayacak,
Aslında
Yine Türkiye’ye vuracak.
Türkiye’nin İslam âlemi liderliğine karşı gür ses çıkarmasına izin verdiği İran’ı yarınlar için sakladığından
Vurmayacak.
İran’ı vurmayarak Türkiye’yi vuracağı için İran’ı vurmayacak.
…
Türkiye Kuzey Irak’a girecek
Aslında
İsrail’i vuracak.
Kuzey Irak’taki PKK yapılanmasını sağladığı,
Oradaki petrol kuyularına çöreklendiği,
Ve Arzı Mevud toprağı yapmaya çalıştığı için
Kuzey Irak’a girecek.
Zaten var olduğu Kuzey Irak’a
İsrail’e “Yaptıklarının ne anlama geldiğini biliyorum” demek için
Bir de kurdele keserek girecek.
Bu kadar gürültü çıkarılmasının sebebi bu.
Yoksa Ankara Kandil Dağını yeni keşfetmedi.
Ve ilk defe da bombalamayacak.
Sonuç;
Ne Filistin ne Lübnan,
Ne Kuzey Irak ne PKK.
Savaş Türkiye ile İsrail arasında oluyor.
Türkiye savaşı ilan etmeyi İsrail’e bırakıyor
İsrail ise gereğini yapamayacağı için adını söylemeye çekiniyor.
Armegedon’da gizli olmayacağına göre.
Bu savaşın ilan edilmesi yakındır.
“Kanlı mı olacak, kansız mı olacak”
Bunun tercihini İsrail yapacak
Aslında
Türkiye’yi vuruyor.
Filistin’deki amansız direnişin arkasında Ankara’nın olduğunu
Kimse bilmese de
En azından İsrail bildiği için, Filistin’i vuruyor.
İki ay önce yakalanan 10 HAMAS militanı silahlı eğitimlerini Türkiye’de aldıklarını açıklamışlardı.
Daha ötesi;
Kuzey Irak’ı Arzı Mevud yapmak istemesinin önündeki en büyük engelin Türkiye olduğunu da biliyor İsrail.
Türkiye’nin PKK’nın arkasındaki gücün İsrail olduğunu bildiği gibi.
Başbakan Erdoğan Filistin heyetiyle karşılaşmamak için hayatının en uzun mobilya bakma operasyonunu gerçekleştirmiş olsa da,
HAMAS heyetini kabul eden ilk ülke Türkiye olmuştu.
Bu bir kaç günlük ziyaretin bir “kabul” olduğunu İsrail bilmez miydi?
…
İsrail her ne kadar Lübnan’a girmiş gibi gözükse de
Aslında
Türkiye’yi vuruyor.
Lübnan’ın dış ticaretini tamamen Türkiye’den yaptığını
Kimse bilmese de
En azından İsrail bildiği için Lübnan’ı vuruyor.
Eski devlet başkanı bir iki milyon dolara haraç mezat gidecek Telekom’a tam 7 milyon dolar vermemiş miydi?
Bir ara ADSL ucuzladı.
İsrail bunu Hariri’nin yanına koyar mıydı?
Koymadı da.
…
İsrail Suriye’ye vurmak istiyor.
Aslında
Türkiye’ye vurmak istiyor.
Suriye’nin attığı her adımı Türkiye’ye danıştığını
Kimse bilmese de
En azından İsrail bildiği için Suriye’ye vurmak istiyor.
El Muhaberatı TSK’dan kurtarıp yeniden MOSSAD’a angaje etmek için
Suriye’ye vurmak istiyor.
…
İsrail İran’a vurmayacak,
Aslında
Yine Türkiye’ye vuracak.
Türkiye’nin İslam âlemi liderliğine karşı gür ses çıkarmasına izin verdiği İran’ı yarınlar için sakladığından
Vurmayacak.
İran’ı vurmayarak Türkiye’yi vuracağı için İran’ı vurmayacak.
…
Türkiye Kuzey Irak’a girecek
Aslında
İsrail’i vuracak.
Kuzey Irak’taki PKK yapılanmasını sağladığı,
Oradaki petrol kuyularına çöreklendiği,
Ve Arzı Mevud toprağı yapmaya çalıştığı için
Kuzey Irak’a girecek.
Zaten var olduğu Kuzey Irak’a
İsrail’e “Yaptıklarının ne anlama geldiğini biliyorum” demek için
Bir de kurdele keserek girecek.
Bu kadar gürültü çıkarılmasının sebebi bu.
Yoksa Ankara Kandil Dağını yeni keşfetmedi.
Ve ilk defe da bombalamayacak.
Sonuç;
Ne Filistin ne Lübnan,
Ne Kuzey Irak ne PKK.
Savaş Türkiye ile İsrail arasında oluyor.
Türkiye savaşı ilan etmeyi İsrail’e bırakıyor
İsrail ise gereğini yapamayacağı için adını söylemeye çekiniyor.
Armegedon’da gizli olmayacağına göre.
Bu savaşın ilan edilmesi yakındır.
“Kanlı mı olacak, kansız mı olacak”
Bunun tercihini İsrail yapacak
4 Mayıs 2007 Cuma
SEVDİGİM LAFLAR..
Bir Afrika sözü der ki…
Afrika'nın uçsuz bucaksız topraklarındailkbahar yağışlarıyla oluşup yaz sıcağında yok olanGEÇİCİ GÖLLER vardır.İşte bu göllerin oluşumuna tanık olan yerlilerin bir sözü :- Sular yükselince balıklar karıncaları yer,sular çekilince de karıncalar balıklarıYani üstünlük bugün karıncadaysa yarın balığa geçebiliyor,ya da tam tersi.Karınca ya da balık olmanın sağladığı üstünlüğe sevinmekkendimizi kandırmaktan öte bir anlam taşımıyor,çünkü kimin kimi yiyeceğini gerçektesuyun hareketi belirliyor.
Afrika'nın uçsuz bucaksız topraklarındailkbahar yağışlarıyla oluşup yaz sıcağında yok olanGEÇİCİ GÖLLER vardır.İşte bu göllerin oluşumuna tanık olan yerlilerin bir sözü :- Sular yükselince balıklar karıncaları yer,sular çekilince de karıncalar balıklarıYani üstünlük bugün karıncadaysa yarın balığa geçebiliyor,ya da tam tersi.Karınca ya da balık olmanın sağladığı üstünlüğe sevinmekkendimizi kandırmaktan öte bir anlam taşımıyor,çünkü kimin kimi yiyeceğini gerçektesuyun hareketi belirliyor.
CUMHURİYETİN KAÇINCI YILINDA!
Cumhuriyet'in Kaçıncı Yılında…
Cumhuriyetin 10.yılında ne idik, bugün neolduk?..Laforizmal bir gözle gelin bakalım bir durumumuza:
Dün: Göğsümüz tunç siperiydi...
Bugün:Göğüslerimiz artık silikonlu!..
Dün:Demir ağlarla örmüştük anayurdu...
Bugün: Çetelerle başına çorap ördük!..
Dün: Türk’e durmak yaraşmazdı...
Bugün: Türk’e dürüstlük yaraşmaz oldu!..
Dün: Canımızı vermiştik bu vatan için...
Bugün:Naylon fatura verir olduk vatanı soymak için!..
Dün:Elimizde üretkenliğin nasırı var...
Bugün: Elimizde tembelliğin cep telefonu!..
Dün: Kağnılarla cepheye silah taşırdık...
Bugün: Son model mersedeslerle tetikçi taşıyoruz!..
Dün:Karanlığın üzerine bir güneş gibi doğuyorduk...
Bugün: Yeni zenginlerimiz çocuklarını artık Amerika’da doğuruyor!..
Dün: İstikbal göklerdeydi...
Bugün: İstikbal gökkafeslerde!..
Dün: Ümmet imparatorluğunu, cumhuriyetle değiştirdik...
Bugün: Bir gecede 700 trilyon kara para el değiştiriyor!..
Dün: Yüreğimiz coşkulu, gönlümüz zengindi...
Bugün: Yüreğimiz organ tacirinde...
Dün: Çıkmıştık açık alınla 10 yılda her savaştan...
Bugün: Çetelerle savaşmayı bile beceremiyoruz!
Dün: Herşeyi onurumuza bırakmıştık...
Bugün: Herşeyi oluruna bıraktık!..
Dün: 10. yıl marşımız vardı...
Bugün: Hala 10.yıl marşımız var ama kaybımız 70 yıla yakın!..
Cumhuriyetin 10.yılında ne idik, bugün neolduk?..Laforizmal bir gözle gelin bakalım bir durumumuza:
Dün: Göğsümüz tunç siperiydi...
Bugün:Göğüslerimiz artık silikonlu!..
Dün:Demir ağlarla örmüştük anayurdu...
Bugün: Çetelerle başına çorap ördük!..
Dün: Türk’e durmak yaraşmazdı...
Bugün: Türk’e dürüstlük yaraşmaz oldu!..
Dün: Canımızı vermiştik bu vatan için...
Bugün:Naylon fatura verir olduk vatanı soymak için!..
Dün:Elimizde üretkenliğin nasırı var...
Bugün: Elimizde tembelliğin cep telefonu!..
Dün: Kağnılarla cepheye silah taşırdık...
Bugün: Son model mersedeslerle tetikçi taşıyoruz!..
Dün:Karanlığın üzerine bir güneş gibi doğuyorduk...
Bugün: Yeni zenginlerimiz çocuklarını artık Amerika’da doğuruyor!..
Dün: İstikbal göklerdeydi...
Bugün: İstikbal gökkafeslerde!..
Dün: Ümmet imparatorluğunu, cumhuriyetle değiştirdik...
Bugün: Bir gecede 700 trilyon kara para el değiştiriyor!..
Dün: Yüreğimiz coşkulu, gönlümüz zengindi...
Bugün: Yüreğimiz organ tacirinde...
Dün: Çıkmıştık açık alınla 10 yılda her savaştan...
Bugün: Çetelerle savaşmayı bile beceremiyoruz!
Dün: Herşeyi onurumuza bırakmıştık...
Bugün: Herşeyi oluruna bıraktık!..
Dün: 10. yıl marşımız vardı...
Bugün: Hala 10.yıl marşımız var ama kaybımız 70 yıla yakın!..
Yazılacak söyelenecek o kadar laf varki..bazen nerden başlıyacagını bilemiyorsun ,aynı şuan içimde bulunduğum durum gibi..
"sevmesem o kadar kolay ki çekip gitmek yaralı bir kuş gibi"..
yada şöle diyelim
"gözlerinin içini öpeyim yüregim serinlesin,şiirler yetmez sevdama türkünün deminde sin..
güya günlük siyasi analizlerimi yazacaktım bloğuma.Bu günlük kendime tolerans geçeyim kafam dumanlı nedense yine..
en çok burayı sevdim
"şiirler yetmedi hiç bir sevdama" kendimce yorumladım kanımca uydu:)
en iyisi gidip uyumak.korkudanda saate hiç bakamıyom saat geç oldu yarın yine uykusuzuz...
"sevmesem o kadar kolay ki çekip gitmek yaralı bir kuş gibi"..
yada şöle diyelim
"gözlerinin içini öpeyim yüregim serinlesin,şiirler yetmez sevdama türkünün deminde sin..
güya günlük siyasi analizlerimi yazacaktım bloğuma.Bu günlük kendime tolerans geçeyim kafam dumanlı nedense yine..
en çok burayı sevdim
"şiirler yetmedi hiç bir sevdama" kendimce yorumladım kanımca uydu:)
en iyisi gidip uyumak.korkudanda saate hiç bakamıyom saat geç oldu yarın yine uykusuzuz...
Dönersen ıslık çal
Düşleri en derine bırakıp, güneş serdim sabahlarıma.. Zamansız ve mevsimsiz bir sancıdan geldim, geceye inat ayışında saklı sırlar büyüttüm.. Bir ipek böceği kadar dik başlı artık yüreğim, hiç olmadığı kadar.. Gözlerimde zemheri çığlıklar, avucumda hep bi hüzün rengi.. Böyle bir şey işte gözlerimle yüreğim arasındaki o ince çelişki.. Altı üstü düşlerimin cebine yüreğimin ellerini koyarak yürüdüğüm yollar, kendini yazan senaryolar, kırk yaş üstü kahveler ve tek kişilik senaryolar şahit hangi gerçeğin, yalandan daha inandırıcı olduğuna.. Ama yine de bir şey var mevsim normallerinin üstünde yüreğime şiddetle yağan.. Bir yokluk sonrası ellerimden kırıp dökülen.. Yalandan dolandan öte, vuran ve kıran.. Her neyse..
“dönersen ıslık çal
geldim deme
ben anlarım geldiğini
bi tek ben anlayim ..
dönersen ıslık çal
postacı kapıyı iki kere çalar
sen de geldiysen üç kere vur”
“dönersen ıslık çal
geldim deme
ben anlarım geldiğini
bi tek ben anlayim ..
dönersen ıslık çal
postacı kapıyı iki kere çalar
sen de geldiysen üç kere vur”
Kelebek;gitme kal demek için…
Baktığın yerler gökyüzüne çeyrek kala; ve sen yarım saatleri seçmişsin gitmek için; gökyüzü onikiyi gösteriyor; çanlar mı çalmalı bakman için… Ayılmanı bekleyen onca şey varken; şimdi dalgalar bi parça dokunmayı bekliyor ve havadaki rüzgar saçına değil yüzüne çarpmak istiyor, bugün de herşey senin için; ama sen bekliyorsun gitmek için, oysa kelebek gitme kal demek için; peki ya sen niçin niçin…
20 Nisan 2007 Cuma
Dönmeyen diline değdirmedi tozlu gözyaşını.Kıvrıldı bir kenara,Devamlı ıslatılan yerlere kıvrılamadı,Dört duvar bir de yerden vurdu soğuk…Büktü boynunu, baktı yere…Bekledi çeyrek asır sonra nezaret hanenin penceresinden ışığını göreceği dünyayı…İçeriden tok bir ses geldi,“akıllandıysa bırakın deliyi”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)